HAYAL VE HAKİKAT
sanatın içinde olan bir genç olarak hiç dikkatimi
çekmemiş olan bir konu üstünde araştırma yapmaya başladım konu hayatımızın
içinde olan ve her zaman tartışılan klişe bir konu kadınlar ve sanat benim çok
üstünde durmadığım ancak bir sergi ile yeniden bazı soruları sormama neden olan
bir konu oldu. bu bağlamda serginin kendi adıma olumlu bir yönü olarak kabul
edebilirim. es geçtiğim bir durumu tekrar düşünmeme sebep oldu.
konu kadınlar olunca her zaman erkek
hegemonyası ve kadın üzerindeki sosyal üstünlüğü ve psikolojik baskısı olduğu
söylenir, yanlış da sayılmaz. ancak değişen ve gelişen dünyada kadınların
yerinin hala eskisi gibi olduğunu düşünmüyorum. her konuda olduğu gibi sanatta
da böyle bir durumdan bahsedilmesi yanlış olur. hele ki bu bir çağdaş sanat
sergisi ise serginin isminden de anladığımız gibi belki geçmişte hayal
olabilecek bir sergi olabilir ancak artık olmaması gerekir.
serginin yurt dışına yansıması ise
aslında bahsettiğim şeyle doğru orantılı bir haberde dikkatimi çekmişti yabancı
bir gazetede haber şu şekilde yansımıştı “Hayal ve Hakikat:Türkiye'den Modern ve
Çağdaş Kadın Sanatçılar” sergisinin, Osmanlı döneminin neredeyse unutulmuş
ressamlarını, bugünkü Türkiye'nin çağdaş kadın
sanatçılarıyla biraraya getirdiğini yazdı.
sergiyle ilgili araştırma ve yazıları okurken ilgimi
çeken bir başka şey ise haşmet babaoğlunun köşe yazısıydı.
''sergisinin
bir bölümüne de yansıyan modern plastik sanatlar fena halde tıkanmış durumda
artık! Atılan taş hiçbir şeyi vurmuyor. Laf kalabalığına benzer bir malzeme,
fikir ve kavram kalabalığı var. O kadar çok şey anlatmak istiyorlar ama ortaya
çıkan şey çok cılız. Modern sanat zaten bir tıkanıklık içinde, bu sergiyle
gördüm ki Türkiye'de daha bir tıkanmış vaziyette''
belki eleştiri işler üzerinden yapılırsa daha net
anlayabiliriz. tek,tek bakıldığında benim düşünceme göre işlerin bir çok farklı
döneme ait olması bakımından Türkiye'deki kadın sanatçıların sanat süreçlerini
ve bize ulaştığı dönemi görmek açısından güzel bir deneyim gibi görüyorum.
özellikle bir kaç iş yapıldıkları dönemleri dikkate alınırsa bu veya bu tarz
sergilerin çok daha önceden de açılabileceğini düşündürtüyor. sanatta
cinsiyetin çok önemli olmadığı ya da işin hangi cinse ait olduğu izleyici
tarafından çok önemsenecek bir durum olduğunu sanmıyorum bu bakımdan sanatta
cins ayrımını doğru bulmuyorum. sanat ve sanatçı olması yeterli olmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder