3 Haziran 2012 Pazar

1960 sonrası sanat ve yorumu dersi kapsamında yaptığımız ropörtajlar sonucunda hazırladığımız Hülya Küpçüoğlu sunumu



HÜLYA KÜPÇÜOĞLU











Eleştirmen / Sanatçı

1993 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nden mezun oldu.
   1997 yılında İ.T.Ü.'de Görsel ve Çevresel Sanatlar Bölümü'nde "Konstrüktivizm" konulu tezini sunarak yüksek lisans eğitimini tamamladı.

   1998 yılında ise Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü'nde doktoraya başladı.

93- 94 yıllarında sanat tarihi bölümünden resim analizi dersi almış ve ilk olarak röportaj yaparak başlamıştır.

İlk yazısı Hamit Kınaytürk’ün Sanat Çevresi dergisinde yayınlanmıştır. (1999)

Eleştirmen kimliğinin oluşturulmasında en büyük desteği Canan Beykal tarafından görmüştür.

İlk olarak yazı yazmanın zor olacağını düşündüğünden tanıdığı sanatçılarla röportaj yaparak kendini geliştirmiştir.

Daha sonra çeşitli gazetelerin sanat köşelerinde ve sanat dergilerinde yazıları yer almaya başlamıştır.

Yazmış olduğu dergi ve gazeteler :Sanat Çevresi DergisiHürriyet GazetesiMilliyet Sanat
RH Sanat
Artist Dergisi
Bosphorus Sanat GazetesiHabertürk Gazetesi

Kendi döneminde modern sanatla ilgili pek fazla kaynak olmadığı için akademi dışında kendini bu yönde geliştirmeye çalışmıştır.

Klasik sanat eğitimi almış ve günümüz sanatına merakından dolayı Şükrü Aysan’ın kurduğu Sanat Tanımı Topluluğu’na katılmıştır. (1993 - 1996) 


Hülya Küpçüoğlu’na göre kavramsal sanatın üzerinde durduğu iki ayrı nokta var.

STT’nin bilim, matematik, felsefeden beslendiğini; Canan Beykal, Genco Gülan gibi sanatçılarınsa sosyoloji ve psikolojiden beslendiğini belirtmiştir. 

Canan Beykal - 51 Gün Sonra

Joseph Kosuth – 3 Sandalye

Öğrencilerin bilgi bombardımanına uğradığını, sanat kültürünün bir süreç olduğunu ve herkesin  bu yoldan geçtiğini söylüyor.

Yaptığımız sanatın; tarihsel bağlantısını araştırmak zorunda kaldığımız zaman kavramların oturmaya başlayacağını düşünüyor.
 
Kendisininse öğrencilik yıllarında kavramsal sanatı pek tanımadığını ve bu yüzden de  anlamadığını belirtmiştir.

Okulu bitirdiğinde konstrüktivist işler üretmiştir. Yüzey resmi yapmış ve  formların yüzeyde ilişkisini araştırmıştır. Böylelikle işlerini hem 2. hem de 3. boyuta taşımıştır.















2000’li yıllarda video sanatına merak salmış.

2005 İstanbul konseptli Bienal’inde “İstanbul’un Erkekleri” adlı videosu ile katılmıştır.

Fatih Balcı’nın (Çanakkale Üni. Resim Bölümü Yr.Doç.) düzenlediği 2010 İstanbul Kültür Başkenti projesi kapsamında “Çok Güzel” sergisine katılmıştır.




Çok Güzel sergisi ile tekniğinin ilerlediğini düşünmüş ve pop figürlere yönelmiştir.

“Pop art 60’lı yılların akımı olmasına rağmen ben günümüze uyarlıyorum.” demiştir.

İstanbul’un Erkek’lerinden yola çıkarak Yeşilçam Erkek’leri sergisini açmıştır.(2011)









Kendisini değiştiren bir insan ve 10 yıl sonra bugün yaptıklarını beğenmeyebileceğini söylüyor. Yazdıklarının bazılarının saçma olduğunu düşünüyor ve kendini eleştiriyor.

Gerard Richter’i örnek göstererek işlerin tarihlerinin aynı olduğunu ancak işlerin tekniklerinin farklı olduğunu söylüyor. Önemli olanın yaptığının en iyisini yapmaya çalışmak olduğuna dikkat çekiyor.

90’lı yıllarda belli aralarla düzenlenen Genç etkinliklerde yer almıştır.

Vahit Tuna, Halit Altındereli, Canan Şenol gibi sanatçılarla birlikte deneysel işler yapmıştır.

2011 de düzenlenen (upsd) genç etkinlik 5’te ise gençler tuval ile hesaplaşmaya başlamıştır.

‘’Sanatçının birilerine ulaşması için iyi ya da kötü hakkında yazılmış eleştiri yazısına ihtiyacı vardır çünkü bizim işimiz dirsek temasına dayanır’’

  Pazarlamanın, galeri ve galeri çevresinin de önemli olduğunu söylüyor. Karşıt fikirlerin de bakış açısını değiştirdiğini düşünüyor.

Geçmişte eleştirmen kimliği ön planda iken  pop artı benimsedikten sonra sanatçı kimliği daha çok ağır basmıştır.

Eleştirmenlik yaparken kalemin hassas yazının kalıcı olduğunu belirtiyor.


yardımlarından dolayı Hülya Küpçüoğlu'na teşekkürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder